Zeytinköy Mahallesi…
Şehrin en çok konuşulan, en çok korkulan, en çok yanlış anlaşılan bölgesi…
Adı geçti mi insanlar seslerini kısar, taksici “oraya gitmem abi” der, anneler çocuklarına “sakın o tarafa yaklaşma” diye tembihlerdi. Yıllarca uyuşturucu haberlerinin değişmez adresi oldu. Polis gece uğramaz, belediye otobüsleri bile mahallenin içinden geçmez, kenarından dolanırdı.
***
Trajedik ölümler, gizli saklı alışverişler, birer birer sönen hayatlar… Yıllardır adı uyuşturucu haberleriyle anıldı; kimileri bu mahallenin kaderinin değişmeyeceğini söyledi, kimi mahalleli “Bu saatten sonra bizden bir şey olmaz” diyerek, umudu toprağa gömdü.
***
Ama son üç aydır Yeşildere’de öyle bir fırtına koptu ki, mahalle artık eski mahalle değil. Toz kalktı, yıllardır dokunulmayan duvarlar yıkıldı, gizli saklı köşelerin çoğu ortaya çıktı. Bu değişimin arkasında ise Vali Hulusi Şahin ve İl Emniyet Müdürü Sabit Akın Zaimoğlu’nun kararlı adımları ve stratejik hamleleri bulunuyor. Onlar, sessizliği bozan, mahalleyi yeniden şekillendiren asıl güç oldular.
***
Sabit Akın Zaimoğlu, göreve geldiği 11 Eylül’den bu yana yani üç aydır her Allah’ın günü mahallede. Öyle uzaktan gözlem yapan, makam odasından talimat veren bir müdür değil. Mahallenin sokaklarına bizzat giren, polisle birlikte sahada hareket eden, uyku nedir bilmeden neredeyse her gün metruk evlere adım atan, işin tam kalbinde duran bir profil çiziyor.
***
Geçtiğimiz günlerde denetim sırasında “dur” ihtarına uymayan bir grubun arabayı üzerine sürdüğü gün bile geri adım atmadı. O an, Yeşildere’nin bugüne kadar ne kadar tehlikeli olduğunu ve Zaimoğlu’nun işi nasıl ciddiye aldığını gösteren en net örnekti.
***
Antalya Valisi Hulusi Şahin ise dosyayı sadece imza ve talimatla yönetmedi. Belediyeyle metruk yapıların tespitlerini hızlandırdı, yıkım kararlarının önünü açtı, emniyetin operasyonlarını destekleyen bir çerçeve oluşturdu. Vali dediğin bazen masa başından çok, sahadaki karşılığıyla ölçülür. Şahin, “Yeşildere kendi kaderine terk edilmeyecek” diyerek sadece sözle değil, attığı her adım ve verdiği her talimatla kararlılığını fiilen gösterdi, mahalleye devletin gözünü ve gücünü bir kez daha hatırlattı.
***
Yeşildere’de bugün dolaşınca, mahalle havasının bile değiştiğini hissediyorsunuz. Eskiden insanların bakışlarında bir kabullenmişlik, sessiz bir teslimiyet vardı; şimdi ise merak, tedirgin umut ve hafif bir şaşkınlık okunuyor. Metruk evlerin çoğu artık yıkılmış, sokaklarda polis devriyeleri her zamankinden sık görülüyor. Karanlık köşeler birer birer açılıyor, gizli kalmış sırlar gün yüzüne çıkıyor. Mahalleli bile hayretle, “yıllardır böyle bir şey görmedik” diyor.
***
Tabi ki Yeşildere bir günde temizlenecek bir yer değil. Elbette iş bitmedi. Yılların birikmiş çöpü bir anda temizlenmez. Hala torbacı var, hala bağımlı var, hala yanlış yolun cazibesi var. Ama ilk kez devlet o yanlış yola karşı somut bir set çekiyor. Kapıya dayanıyor, duvarı yıkıyor, geri adım atmıyor.
***
Yeşildere, şu sıralar an tozdan geçilmiyor. Gürültü var, huzursuzluk var. İyi ki var. Bu işin kolay tarafı yok. Ne vali için, ne emniyet için, ne mahalleli için. Ama değişim dediğin zaten böyle başlar; önce toz kalkar, gürültü olur, düzen bozulur, sonra yeni düzen yerleşir.
***
Yeşildere’nin geleceği, işte bu gürültü ve karışıklığın içinden yeniden doğacak. Artık geri dönüş yok! Mahallenin yıllardır alıştığı düzen kapanıyor, köhne alışkanlıklar yıkılıyor ve yeni bir dönem başlıyor. Bu defa o yeni düzen oturacak gibi görünüyor. Çünkü gelenler laf olsun diye gelmedi…