Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in ifadesiyle ‘Bursa, son 52 yılın en kötü dönemi içerisinde’ bulunuyor.
Bozbey, bu ifadeyi ‘kuraklık’ bağlamında kuruyor ama Bursa, aynı zamanda yönetimsel anlamda kuraklığın da en kötü dönemini yaşıyor.
Gerçekten de öyle böyle değil! Bayağı kötü! Düpedüz kötü! Fiyaskodan da kötü!
Her gün yeni bir kriz ve skandal üreten, laf salatası ve sepet havasıyla kenti ve kentlileri oyalayan haliyle hem Bursa’ya hem de Bursalılara kaybettiren bir yönetim zafiyeti…
İşte hep birlikte deneyimledik, bu kent sonbaharda susuzlukla imtihan oldu!
Emin olunuz sebebi yalnızca mevsimsel yahut popüler deyimle iklim değişikliği kaynaklı değil!
İlk ve ana neden, Bursa’nın yönetilemiyor oluşudur!
Bozbey’in Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturduğu günden bu yana Bursa, adeta skandallar başkentine dönüştü.
Ulusal kamuoyunda ‘Osmanlı Başkenti’ olarak tariflenen Bursa, artık hemen her mecrada bir kriz, kaos ve absürtlükle anılır oldu.
Neden?
‘Şeffaflık’ iddiasında olan fakat aslında şeffaf olmayan yönetim anlayışının tüm uyarılara ve tavsiyelere kulak tıkaması, bu neticeleri üretiyor…
‘Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır’ diyerek Bozbey yönetiminin zamanla rayını bulacağına yönelik savunular yapanlara dediğim gibi ortada ne yiğitlik var ne de yoğurt!
Üstelik bu, yeme işi de değildir!
Artık ezberlerden kurtulmak ve birtakım alışkanları terk etmek gerek…
Su krizi sürecinde olduğu gibi kentin ilgili dinamikleri Bozbey yönetimine uzun süredir çöp konusunda ikazlarda bulunuyor.
Ancak ortada halen bir icraat yok!
En son uyarıyı AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan yaptı.
Kentin susuzluğun ardından şimdi de çöp kriziyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Gürkan, Bozbey yönetimine elini çabuk tutması çağrısında bulundu.
Haklı bir çağrı!
Zira İnegöl’de ‘Doğu Katı Atık Entegre Tesisi’ni yapan önceki Büyükşehir yönetimi, 2017 yılında Kayapa Mahallesi’nde ‘Batı Katı Atık Entegre Tesisi’ için de tüm yasal süreçleri tamamlamış ve alanı projeye hazır hale getirmişti.
Ne oldu? Bozbey yönetimi, göreve geldiği gibi bu projeyi durdurdu.
Yer arayışına başladı, Karacabey’in Muratlı Mahallesi’ne odaklanıldı fakat oraya izin çıkmadı, halka toslandı.
Geldiğimiz noktada bu tesisi Kayapa dışında bir yerde yapmanın imkânı olmadığı anlaşıldı. Fakat Başkan Davut Gürkan’ın açıklamasında şöyle bir cümle dikkatimi çekti:
“Bütün altyapıları tamamlanmış durumda bulunan Kayapa’daki alan dışında ne yazık ki bir alternatif üretilmedi. Fakat oranın da gerekli süreci başlatma noktasında izin süresi dolmak üzere…”
Peki, Bozbey yönetimi hâlâ neyi bekliyor?
Christmas mı bekleniyor?
Gürkan’ın söylediği gibi Bozbey yönetiminin ‘elini çabuk tutması’ ve artık ‘Bursa’ya daha fazla zaman kaybettirmemesi’ gerekiyor…
Büyükşehir Belediye Meclisi’nin aralık ayı toplantısında MHP Grup Sözcüsü İsmail Şenol da Büyükşehir yönetimine ‘inadı bırakması’ yönünde çağrıda bulunarak şöyle demişti:
“Hamitler dolmuştur ve Bursa’nın zaman kaybetme lüksü kalmamıştır… Bugün Bursa’nın Kayapa projesi dışında hazır, hızlı ve uygulanabilir başka bir alternatifi bulunmamaktadır…”
Uyarılardan ve mevcut duruma bakarak Bursa’nın büyük bir tehlikeye doğru sürüklendiğini görmek güç değil.
Bozbey yönetimine tavsiyem Oya Baydar’a ‘Çöplüğün Generali’nden sonra bir de ‘Çöplüğün Beyi’ kitabını yazdırmasın…
Öte yandan kentin dinamikleri arasında sayılan akademik odalar ile ilgili sivil toplum yapılarının da bu konudaki sessizliği de garip!
İşini, işine geldiği gibi değil işin gerektirdiği gibi yapan ehil yöneticilere saygıyla…