MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan süreçte, örgüt fesih açıklaması yaptı ancak Suriye uzantısı halen ayak diretiyor. Bu hafta Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, entegrasyonun toplu halde değil, ferdi olması gerektiğini söyledi.
FERDİ ENTEGRASYONU ÖMER ÇELİK’E SORDUM
AK Parti MKYK toplantısının ardından Parti Sözcüsü Ömer Çelik’e yönelttiğim sorular da bu sürecin sahadaki ciddiyetini ortaya koyan önemli başlıklardan biriydi. Özellikle Suriye’deki son durumu ve Deyrizor başta olmak üzere bazı bölgelerde tünel kazma faaliyetlerinin gözlemlendiğine dair bilgileri bizzat kendisine sordum. Bu soru, terör örgütlerinin sahada yeniden yapılanma arayışlarına girip girmediğini anlamak açısından kritik bir başlıktı.
Ömer Çelik’e, “Ferdi entegrasyon ne demek, biraz açar mısınız?” diye de sordum. Bu soru, terör örgütleriyle toplu ve yapısal pazarlıklar yerine, bireysel düzeyde silah bırakma ve sistem dışına çıkma anlayışının mı esas alındığını netleştirmek adına önemliydi. Verilen mesaj açıktı: Türkiye, örgütleri muhatap alan değil, bireyin silahla bağını koparmasını esas alan bir yaklaşımı benimsiyor.
ÇELİK: SDG PKK’NIN SURİYE UZANTISIDIR
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Suriye’nin kuzeyindeki karmaşık denkleme dair Türkiye’nin pozisyonunu bir kez daha kristalize etti. Çelik’in açıklamaları, Ankara’nın hem güvenlik kaygılarını hem de bölge halklarına yönelik vizyonunu net bir şekilde ortaya koyuyor.
Öncelikle, Çelik, SDG'nin PKK terör örgütüyle olan organik bağını net bir dille tescilledi. Bu yapı, Türkiye için bir tehdittir ve bu tespit, barış hedefiyle çelişmez; aksine, çözümün başlangıç noktasıdır.
“İKİ ORDU İÇ SAVAŞ ÇIKARIR”
Türkiye'nin temel hedefi, Suriye'de yeni bir çatışma çıkmasının önüne geçmek ve "Tek Suriye, Tek Ordu" ilkesi çerçevesinde ulusal bütünlüğü sağlamaktır. Bu amaca ulaşmanın yolu ise 10 Mart Mutabakatı'ndan geçiyor.
Çelik'in altını çizdiği en kritik nokta, entegrasyonun şekliydi: Ferdî entegrasyon evet, blok halinde entegrasyon hayır. SDG'nin"özel bir güç olarak kalma"talebi, bir ülkede iki ordu yaratma çabasıdır ve bu, doğrudan bir iç savaş senaryosu demektir.
Bu tavır kabul edilemez; zira böyle bir senaryoda Kürt, Arap, Türkmen fark etmeksizin bölgedeki herkes kaybedecektir. Çelik, terör örgütünün varlığının, Kürt kardeşlerimizin kazanımı olamayacağını da isabetle belirtti.
ENSARİOĞLU’NUN AÇIKLAMALARINI DA SORDUM
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu'nun, "Cumhurbaşkanı'nın iradesine aykırı davranan görevden alınır" sözlerini de Sayın Ömer Çelik’e sordum.
Ömer Çelik, Dışişleri Bakanı Fidan'ın, Milli Savunma Bakanı ve MİT'in eylemlerinin tamamının Cumhurbaşkanı'nın iradesinin bir sonucu olduğunu belirterek iddiaları reddetti.
Tüm bu faaliyetlerin, siyaset yapıcı kurumlar tarafından olgunlaştırılarak Cumhurbaşkanı'na arz edildiğini ve nihai talimatların onun tarafından verildiğini açıkladı.
Bu nedenle, bakanlar ya da parti ile kabine arasında bir çelişki aramanın doğru olmadığını, devlet politikasının tek olduğunu vurguladı.
Farklı bakanların "sert" veya "yumuşak" konuşması gibi bir ayrımın söz konusu olmadığını, tutumun net olduğunu ifade etti.